Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

1 Haziran 2018 Cuma

Şeyh Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî'den İhvanu’l-Muflisin’in Fikir Adamlarının Çarpık Görüşlerine Reddiye -7-

İhvanu'l-Muflisinin Fikir Adamlarının Çarpık Görüşleri -7-

15- Eymen ez-Zevahiri, 16- Usame b. Ladin


Usame b. Ladin, Eymen ez-Zevahiri’nin fikirlerinden etkilenmiştir. Eymen Zevahiri ise Seyyid Kutub’un kitaplarını ve makalelerini anayasa edinmiş takipçilerindendir.

O, Seyyid Kutub’un kitaplarında olanları uygulamalı olarak tatbik etmek için çaba sarfetmiştir. Seyyid Kutub’un bu asırda Haricilik fikrini ihya ettiği daha önce geçmişti. Evet, haricilik fikrinin bu asırdaki kurucusu Seyyid Kutub’dur. O, bütün müslüman toplumlarını ve müslüman devletleri tekfir ettiğini ilan etmişti. Musa aleyhi's-selâm’a dil uzatmış, Osman radiyallahu anh’ın hilafetini kabullenmemiş, ona karşı ayaklananları övmüş, ibadetleri tembellik olarak görmüş, Allah’ın kelamını musiki olmakla nitelemiş, mahluk olduğunu söylemiş, vahdetu’l-vücud küfrüne meyletmiştir.

Tıp doktoru Eymen Zevahiri işte böyle bir adamın görüşlerini anayasa edinmiştir! Zevahiri temel düşüncesini şöyle açıklar: “Asıl düşman siyasi düzendir. Çünkü o Allah’ın indirdikleriyle hükmetmiyor”

Zevahirinin fikirlerine Usame b. Ladin de iştirak etmiştir. Usame b. Ladin şöyle demiştir: “Dünya iki çadıra ayrılmıştır: İçinde küfür bulunmayan iman çadırı ve içinde iman bulunmayan küfür çadırı”

 İddiasına göre içinde küfür bulunmayan iman çadırı ile kastettiği, Afganistan dağlarında kendisiyle beraber bulunanlardır. Dünyada onların dışında kalanlar ise öldürülmeleri caiz olan kafir halklar ve yöneticilerdir! 

 Zevahiri ve İbn Ladin’in bu metotlarına İsam el-Berkavi (Ebu Muhammed Makdisi), Ebu Mus’âb ez-Zerkavi ve bu asırda daha başka hariciler tabi olmuşlardır. Mehmet Emin Akın, Ebu Hanzala Halis, Ebu Zeyd, Ebu Ubeyde Faruk Furkan gibi isimler Türkiye’deki uydularındandır.

Bu hariciler takiyye yaparak kendilerine “Cihadî Selefiler” dedikleri için, bunların selefilikle bağı olduğu zannedilmiştir. Lakin mesele başkadır.

Sonuç

İhvanu’l-Muslimin zihniyetinin kurucuları ne diyordu: “İttifak ettiğimiz konularda yardımlaşır, ihtilaf ettiğimiz konularda birbirimizi mazur görürüz.”

Bu bozuk anlayışın genel olarak İslam âleminde açtığı büyük yaraların küçük bir prototipini Türkiye’de görebiliriz:

Siyasi alanda: Necmeddin Erbakan, Receb Tayyib Erdoğan, Alpaslan Kuytul,

Dini davet alanında: Nureddin Yıldız, Mehmet Emin Akın, Abdullah Büyük, Abdullah Yolcu, Ebu Said Muhammed Balcıoğlu Yarbuzi, Ebu Zerka Yılmaz Şahin, Ubeydullah Arslan, Taceddin Bayburdi, Abdulkadir Gürsever, Bilgin Yalçın, Ebu Hanzala, Murat Gezenler, Musab Köylüoğlu vd.

Bunların hepsi de İhvanu’l-Muslimin doktrinini ya doğrudan ya da dolaylı olarak benimseyen, ona hizmet eden, onunla ittifak eden hizipçi isimlerdir.

Bunlardan kimisi kafir düzene karşı parlemento içine girerek, diğerleri oy kullanıp destek olarak mücadele etme tarafarıdır. Kimisi oy kullanmayı vacip ve cihad görmektedir. Kimisi kendilerinden bazısının kurduğu, lakin laik demokratik düzende devam eden hükümet için çarpışmayı cihad ve şehitlik görmektedir. Diğer bazısı oy kullananları tekfir etmektedir.

İttifak ettikleri konu: “Devlet sisteminin kafir olduğu ve onun yıkılması/değiştirilmesi gerektiği”dir. Bu konuda dernekler kurma fikrinde birleşmişlerdir.

İhtilaf ettikleri konu ise bu değişimin gerçekleştirilme metodudur.
Lakin onlar ittifak ettikleri konuda yardımlaşamadıkları gibi, ihtilaf ettikleri konuda da birbirlerini mazur görmüyor, bilakis tekfir ediyorlar. Bozuk akideye dayalı bir başlangıcın sahih bir sonuç vermesi beklenmez elbette.

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in ta kendisi olan Selefî menhec, İhvanu’l-Muslimin düşüncesinden ve bütün terörist hareketlerden berîdir. Zalim yönetimler karşısında nebilerin ve ümmetin salih selefinin metodunu konuyla ilgili müstakil bir risalede özetledim. Yine konuyla ilgili daha fazla ilmî ayrıntıları Haricilik ve Mürcie Arasında Tekfir Sapması adlı kitabımda bulabilirsiniz.



Şeyh Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî