Şeyh Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî'den İhvanu’l-Muflisin’in Fikir Adamlarının Çarpık Görüşlerine Reddiye -6-

İhvanu'l-Muflisin'in Fikir Adamlarının Çarpık Görüşleri -6-

14- Ebu Katade el-Filistinî

Adı Ömer b. Mahmud Ebu Ömer el-Urdunî, Ebu Katade el-Filistini el-Britanî’dir. Müslümanların ülklerinden hicret edip kendisi için Britanya/İngiltere’yi tercih ettiği için el-Britânî’dir.

İslam âleminde dökülen kanların çoğunda onun parmağı vardır. Çünkü din adıyla kan dökmeye teşvik etmiştir. Ayaklanmalarla fitnelere düşen kimselere bu işi cihad diye süslemiştir. Hâlbuki bunların cihad ile hiçbir alakası yoktur.

Afgan cihadının sonlarına yetişmiş, oradaki tekfir sofrasından arta kalanları sıyırmış, sonra emperyalizmin başkenti olan Londra’ya sığınmıştır. Orada dinleneceği bir gölge ve sığınak bulmuştur.

İngiltere onu ve onun gibi islam beldelerinden küfür beldelerine kaçanları sığındırmakta, onlar her türlü ortamı hazırlamaktadır. Orada barınan bu kimseler de islam beldelerine tekfir zehirini yaymaktadırlar. Hatta cinayet ve patlatma eylemlerine tahrik etmektedirler!

Bu kimseler sadece islam ümmetine mensup olanlarla savaşmaktadırlar! Oklarının hedefinde islama mensup kimseler vardır.

Saldıkları zehir bulaşmadık et, kemik ve eklem bırakmamıştır. Onların cihad diye niteledikleri durum; müslümanları öldürerek harp etmek, kâfirlere karşı ise sadece sözlü savaştan ibarettir. Bu sebeple onların kâfirlerin ırzlarına dil uzatmalarına aldanmamalıdır! Onlar müslüman devletlere karşı cihad etmeyi, kâfir devletlere karşı cihad etmekten önde tutuyor ve müslüman devletlerin irtidat edip dinden çıktıklarını iddia ediyorlar.

Ebu Katade el-Filistini, el-Hayat dergisi 3 Safer 1420 h. Tarihli 13219. Sayısında (s.6) bir roportajda şöyle diyor: “Biz Amerika bize saldırmadıkça onlara saldırmak istemiyoruz. Bizim ülkelerimizdeki mürtet düzenler ise böyle değildir, onlara karşı cihad etmek her müslümana farz-ı ayndır.”

 Bu ise tamamen Haricilerin mezhebidir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onlar hakkında şöyle buyurmuştur: “Putperestleri bırakırlar, Ehl-i İslam ile savaşırlar.” (Buhârî ve Muslim rivayet etmişlerdir.)

Devletlerine karşı kışkırtılan bu topluluklar incelenirse onların neredeyse kafir ümmetlere karşı hiç savaşmadığı görülür. Yahudiler gibi kinci düşmanlar, ömürleri boyunca müslüman ülkelerinde fitnelere kışkırtmışlar, halkın kanlarını dökmüşlerdir. Tekfir düşüncesinin önderlerinin bugün kafir ülkelerinde yaşadıkları görülür. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.” (Hac 18)

Onlar bu şekildeyken üzerlerinden yıllar geçer, toplulukları kaybolur, sonra bir başkası gelir, tekrar harekete geçerler, kendilerini Filistin’deki ve başka yerlerdeki müslümanların özgürlüğe kavuşturulmasına nispet ederler, lakin bu dillerinden öteye geçmez! İnsanları kendilerine çekmek için Filistine ve benzer durumdaki yerlere ağlayarak duygusal malzemeler kullanırlar.

Abdulmalik er-Ramadani, Telhisu’l-İbad adlı kitabında (s.55) Ebu Katade el-Filistini’nin bütün yöneticileri ve Cezair’deki bütün askerleri (s.62) tekfir ettiğini, Selefi davete hakaretler ettiğini (s.95-100), hatip ve alimlerin öldürülmesine fetva verdiğini (s.151), Cezayirdeki kadınların ve çocukların öldürülebileceğine fetva verdiğini (s.205), sahabeye hakaret ettiğini (s.299) nakletmiştir.

Şeyh Abdulmalik’in naklettiklerine Ebu Katade Filistini’nin kendi kitaplarında yazdıkları da şahittir. Hatta o kitaplarda çok daha fazlası vardır ki, Haricilik rengine bürünmüş Mürcie’liğin Türkiyedeki pazarlamacısı Murat Gezenler bu kitaplardan birçoğunu bastırıp, tekfir zehrini geniş kitlelere yaymıştır.

                    - Yazı inşaallah devam edecek –

Şeyh Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî


http://ebumuaz.blogspot.com/2018/05/ihvanul-muflisinin-fikir-adamlarnn_91.html