Şüphesiz sahabe ve Tabiin dönemlerinde zühd, vera ve ibadet ile meşhur
olan kimseler vardı. Bunlardan sonra zühd, vera, ibadet gibi hasletleri devam
ettiren, yün (Suf) giyinmeye verdikleri önemden dolayı “Sûfîler” denilen
kimseler çıktı. Zühd ve ibadet yolunu tutan kimseler de artık, onlara nisbet
ile “Sufiler” diye anılır oldular. Fakat bu ismin bir ekol haline gelmesi,
“Tasavvuf” adı altında, İslam dışı unsurların da din’denmiş gibi görünmesine
sebep olmuştur.
Tasavvufun ilk dönemlerinde ilimden yüz çevirme, Hulul, ittihat, vahdet-i
vucud, Rafızîlik, Batınîlik, birden fazla anlama çekilebilen ıstılahların
kullanımı gibi unsurlar bazı sufilerde görülmeye başlandı. Sonraları çeşitli
anlayış ihtilaflarından dolayı tarikatler zuhur etti. Bu dönemlerde önceki
sufilerde rastlanılmayan şu tehlikeli bidatler çıktı;