Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
“Ey îman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları kendinize dost edinmeyin,
Onlar birbirlerinin dostudurlar. İçinizden her kim onları dost edinirse, o
onlardandır. Allah, şüphesiz zâlim kimseleri doğru yola iletmez.” (Maide
51)
İbn Cerir, bu ayet hakkında der ki; “Kim müminleri bırakıp Yahudileri ve
Hıristiyanları dost edinirse onlardandır. Kim müminlere karşı onlara dostluk
ederse onların dinindendir. Zira herkes ancak dininden olanla veya üzerinde
olduğu şeye razı olarak dostluk eder. Onun dininden razı olduğu zaman onun
muhalifine de düşmanlık etmiş olur. Böylece onunla aynı hükme dâhil olur. Bu
yüzden bazı âlimler, Tağlib oğullarının kestikleri, kadınlarının nikâhlanması
ve benzer hususlarda onlar hakkında Hristiyanlar gibi hüküm vermişlerdir.
Nesepleri ve dinlerinin aslı farklı olsa da, İsrail oğullarına dostluklarından,
onlardan razı olmalarından ve onlara yardım etmelerinden ötürü böyle hüküm
verilmiştir. Bu açıkça, kim bir kimsenin dinini din edinirse onunla aynı
hükümdedir şeklindeki sözlerimizin doğrulunu göstermektedir…”
Kurtubi şöyle demiştir: “Allah Teâlâ'nın: “İçinizden kim onları veli
edinirse” buyruğu, kim onlara Müslümanlar aleyhine destek verirse, “muhakkak o
da onlardandır” demektir. Şanı yüce Allah bu buyrukla, böylesinin hükmünün
onların hükmü gibi olacağını beyan etmektedir. Bu da Müslümanın mürtedden miras
almasına engel olması anlamına gelir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
döneminde onları veli edinen kişi, İbn Ubeyy idi. Diğer taraftan bu hüküm,
onlarla müvâlât ilişkisini koparmak hususunda Kıyamet gününe kadar bakidir.
Nitekim Yüce Allah başka yerlerde şöyle buyurmaktadır:
“Bir de zulmedenlere meyletmeyin. Sonra size ateş dokunur.” (Hûd,
113)
Yüce Allah Âl-i İmran sûresinde de şöyle buyurmaktadır: “Mü'minler, müminleri
bırakıp kâfirleri veli edinmesin.” (Âl-i İmran, 28)
Yine yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: “Ey iman edenler, kendinizden başkalarını sırdaş edinmeyin...”
(Âl-i İmran, 118)
Şöyle de denilmiştir: Yüce Allah'ın: “Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar”
buyruğu ile yardımlaşmak hususu kast edilmektedir. “İçinizden kim onları veli
edinirse, muhakkak o da onlardandır” buyruğu da şart ve cevabıdır. Yani, bunun
böyle olmasına sebep, onları veli edinen kimsenin bizzat Yahudi ve
Hıristiyanların muhalefetleri gibi, Allah'a ve Rasulüne muhalefet etmiş
olmasıdır. Onlara düşmanlık beslemek farz olduğu gibi, artık ona da düşmanlık
beslemek farz olmuştur. Onlar için cehennem nasıl vacip olduysa, böylesi için
de cehennem vacip olmuştur. Bunun sonucunda o da onlardan, yani onların
arkadaşlarından olmuştur.”[1]
“Müminler, müminlerin dışında kendilerinden sakınmadıkça, kâfirleri
dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, hiçbir şeyde Allah'tan yardım göremez (Böylece)
Allah, sizi kendisinden sakındırıyor; (nasıl olsa) varış Allah’adır.” (Al-i
İmran 28)
(Ayette geçen) takiyye (sakınma) içinde onlara karşı buğz ve düşmanlığı
gizlediği halde yakınlık izhar etmektir.[2]
Onlarla şer’î bir maslahat söz konusu olmaksızın, sevgilerini kazanmak amacıyla
konuşmak haramdır.[3]
Şeyh Muhammed b. Useymin şöyle der: “Müminin, kâfirlerden birine hitaben
sevgi amacıyla latifede bulunarak konuştuğu hiçbir kelime caiz değildir. Yine
onların arasında sevgi kazanmak için onlara gülmek de bunun gibidir, caiz
değildir.” Müslümanın, akrabalarından olması dışında kâfirlerin cenazesine
katılması da caiz değildir.[4]
Şu günlerde münafıkların Allah’tan başkası için yeni dostluk programları
yaptıklarını, “vatan için”, “anayasa için” vs. dostluk dediklerini işitiyoruz.
Allah buyuruyor ki;
“Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir;
onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler. Kim
Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek
olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.” (Maide 55-56)
Cenaze törenlerine, bayramlarına katılarak, tarihlerini yazarak,
bayramlarını kutlayarak onlarla sevinir, onlarla hüzünlenirler. Yine bu
günlerde pek çok münafık yönetici veya bazı yönetilenlerin vatan için ve anayasa
için dostluk seslerini yükselttiklerini işitiyoruz. Batıdan gelen bundan başka
batıl şiarlar da vardır. Durumu en iyi olan; “Allah, vatan ve devrim için”
diyerek vatan ve devrimi Allah’a eş tutuyor, müminlere ve Allah rasulü
sallallahu aleyhi ve sellem’e dostluğu kaldırıyor.[5]
[1] Kurtubi
(6/203-204).
[2] Bu ayetin tefsiri için İbn Cerir et-Taberi, Begavi ve
Cessas’ın tefsirlerine bakınız. Ayrıca bkz.: Fethu’l-bari (12/311-314) ed-Devahiyu’l-Mudhiye
(s.92-99)
[3] bkz.: Ahkamu Ehli’z-Zimme (1/159, 160) İbn Useymin Fetava
(3/40)
[4] Mecmuu Fetava (3/43)
[5] Bizden Olmayanlar (680-682) Te’lif: Ebû Muâz Seyfullah
el-Çubukâbâdî