Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

5 Ocak 2025 Pazar

Çekim Kuvvetini Yeryüzüne Nispet Edenler Ateistlere Benzer


Yahudi fizikçi İsaac Newton’ın yer çekimi teorisi konusunda söylediği şeyler, etkiyi kâinatın kendisine nispet etmeyi ve kâinatın ezeli ve ebedi olduğu iddiasını içermesi bakımından sapıklık ve şirktir.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

 

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ سَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي الْاَرْضِ وَالْفُلْكَ تَجْر۪ي فِي الْبَحْرِ بِاَمْرِه۪ۜ وَيُمْسِكُ السَّمَٓاءَ اَنْ تَقَعَ عَلَى الْاَرْضِ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ بِالنَّاسِ لَرَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ

 

Görmüyor musun, Allah, yeryüzündeki her şeyi ve kendi emriyle denizde yüzen gemileri size boyun eğdirmiştir. Keza izni olmaksızın yer üzerine düşmemesi için göğü de tutmaktadır.” (Hac 65)

İbn Kesir şöyle demiştir: “Buyruğu olmadıkça, göğü yerin üzerine düşmemesi için O tutar.” Şayet dileyip göğe izin vermiş olsaydı, yeryüzüne düşer ve ondakileri helak ederdi. Fakat lütfu, rahmeti ve kudretinden olarak göğü buyruğu olmadıkça yeryüzüne düşmemesi için O tutar.”[1]

 

اِنَّ اللّٰهَ يُمْسِكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ اَنْ تَزُولَاۚ وَلَئِنْ زَالَتَٓا اِنْ اَمْسَكَهُمَا مِنْ اَحَدٍ مِنْ بَعْدِه۪ۜ اِنَّهُ كَانَ حَل۪يماً غَفُوراً

 

“Yerlerinden oynamamaları için gökleri ve yeri Allah tutmaktadır. Onlar yerlerinden oynarsa, Allah'tan başka hiç kimse onları tutamaz.” (Fatır 41)

Allah Teâlâ şu ayette, kullarına onları yeryüzünde mekân tutmalarını sağlayarak nimette bulunduğunu zikrediyor:

وَلَقَدْ مَكَّنَّٰهُمْ فِيمَآ إِن مَّكَّنَّٰكُمْ فِيهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَأَبْصَٰرًا وَأَفْـِٔدَةً فَمَآ أَغْنَىٰ عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَآ أَبْصَٰرُهُمْ وَلَآ أَفْـِٔدَتُهُم مِّن شَىْءٍ إِذْ كَانُوا۟ يَجْحَدُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ

 

Oysa onları, sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiştik. Onlara, kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat ne kulakları, ne gözleri ve ne de kalpleri onlara hiçbir fayda sağlamadı. Çünkü Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlardı. Alay ettikleri şey de kendilerini kuşatıverdi.” (Ahkaf 26)

هُوَ الَّذ۪ي يُسَيِّرُكُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ

Sizi karada ve denizde yürüten O'dur” (Yunus 22)

وَسَخَّرَ لَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَٓائِبَيْنِۚ وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ

Yörüngelerinde biteviye hareket eden güneşi ve ayı, gece ile gündüzü, sizin istifadenize sunan (Allah’tır)” (İbrahim 33)

Fizik felsefecilerinin teorilerine aldananlar, Allah Teâlâ’nın rububiyetine kâinatı ve yer çekimini ortak koşmaya başlıyorlar. İşte karşı çıktığımız şey, bu cazibe/çekim denilen kuvvetin “ezelî ve ebedî” diye nitelenerek Allah’a ortak koşulan tabiate nispet edilmesidir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

اَلَمْ يَرَوْا اِلَى الطَّيْرِ مُسَخَّرَاتٍ ف۪ي جَوِّ السَّمَٓاءِۜ مَا يُمْسِكُهُنَّ اِلَّا اللّٰهُۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Gök boşluğunda Allah'ın emrine boyun eğmiş kuşu görmüyorlar mı? Onları Allah'tan başka hiçbir şey orada tutmaz. Bunda da îman eden kimseler için ibretler vardır.” (Nahl 79)

Yerçekimi teorisinin batıl olduğunu gösteren diğer ayetler de şunlardır:

يُدَبِّرُ الْاَمْرَ مِنَ السَّمَٓاءِ اِلَى الْاَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ اِلَيْهِ ف۪ي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُٓ اَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ

Gökten yere bütün işleri O tanzim eder; sonra sizin saydığınızla süresi bin sene olan bir günde işler, O'na yükselir” (Secde 5)

يَسْـَٔلُهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ ف۪ي شَأْنٍۚ

Göklerde ve yerde olan herkes O'ndan ister. O da her gün bir iştedir.” (Rahman 29)

İlahî tedbir, bize üzerimizden gelmektedir. Zira Allah Teâlâ arş üzerine istiva etmiştir. Yerçekimi ise yerin içindendir. Bu teori sahiplerinin iddialarının batıl oluşuna bu yeter. Şayet yer çekimi iddiası doğru kabul edilirse, Allah Teâlâ’nın insanlar için arşı üzerinden tedbiri inkâr edilmiş olur! Bu da Allah’ın varlığını inkâr demektir. Buna dikkat edilsin! Yine yerçekimin olmadığını gösteren hususlardan birisi, yağmur yağdığı ve bitkiler çıktığı zaman yerin yarılmasıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ ﴿١١﴾ وَالْاَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِۙ ﴿١٢﴾

Dönüşü olan göğe ve yarılan yere yemin ederim” (Tarık 11-12)

Şüphe: “Biz yerçekimin de Allah’tan olduğunu söylüyoruz. Buna neden karşı çıkılıyor?” Bu şüphenin cevabı şöyledir:

1- Bizler yerden çekenin Allah Teâlâ olduğunu söylemek için şer’î bir delile muhtacız. Böyle bir delil yoktur.

2- Bizler kendi sapıklıklarını ispat etmeye çalışan kâfirlerin teorilerini doğru kabul edemeyiz. Bundan Allah’a sığınırız.

3- Mahlûkatta tabiat ve kuvvetin bulunduğu doğrudur. Lakin bunun böyle olması, kuruntu ve tahminlerin gerçek olduğunu ispat etmez. Bu ancak şer’ân ve aklen muteber delillerle ispatlanabilir.[2][3]



[1] İbn Kesir (5/451)

[2] Bkz.: Nakzu Nazariyyat (s.323)

[3] Bizden Olmayanlar (737-739) Te’lif: Ebû Muâz Seyfullah el-Çubukâbâdî