Cahiliye toplumu; salih kimseler hakkında aşırıya giderek dua ve
ibadetlerinde onları Allah'a ortak koşar; Rasullerin ve salih kişilerin kabirlerini,
onların yaşadıkları yerleri mescid ve türbe haline getirir, kabir ve türbeleri
üzerine kandiller yakar, onlar için kurban keser, onların hürmetine yağmur
isteyip onlardan medet beklerler ve bu türbeleri bayram günlerinde ziyaret edip
birer bayram yeri haline getirirler ve bu şekilde onların kendileri için
şefaatçi olacaklarını zannederler.
Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
“Onlar Allah'ı bırakıp
kendilerine zarar da fayda da veremeyecek şeylere tapıyorlar ve: “Bunlar, Allah
katında şefaatçilerimizdir” diyorlar." (Yunus 18)
“Allah'ı
bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiç cevap vermeyecek olan kimseye
seslenenden daha sapık kim vardır? Hâlbuki onların seslenişlerinden de
habersizdirler” (Ahkaf 5)
“Bilesiniz ki, hâlis
dîn Allah'ındır. O'ndan başkasını “biz onlara, ancak bizi Allah'a daha çok
yaklaştırmaları için ibadet ediyoruz” diyerek dost edinenlere gelince, Allah,
onların ihtilâf ettikleri hususlarda, aralarında elbette hüküm verecektir.
Elbette Allah, kâfir yalancı olan kimseye hidayet etmez.” (Zümer 3)
Nu’mân b. Beşîr radıyallahu anh’den:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Şüphesiz duâ ibadetin ta kendisidir.” Sonra şu ayeti okudu:
“Rabbiniz buyurdu ki: Bana duâ edin, size icabet edeyim. Bana kulluktan
büyüklenenler hakir bir şekilde cehenneme gireceklerdir.” (Mu’min 60)”[1]
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Allah, kendisine dua etmeyene (diğer rivayette kendisinden istemeyene)
gazap eder.”[2]
Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Allah’ın dışında bir ortağa dua ettiği halde ölen kimse cehenneme
girer.”[3]
İmran b. Husayn radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem babama şöyle dedi:
“Ey Husayn! Bugün kaç ilaha ibadet ediyorsun?” Babam:
“Altısı yerde, biri semada, yedi ilaha” dedi. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem:
“Bir şey istediğinde ve bir şeyden sakındığında hangisini ilah
sayıyorsun?” buyurdu. Babam:
“Semadakini” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ey Husayn! Muhakkak ki sen müslüman olursan sana fayda verecek iki
kelime öğreteceğim” buyurdu. Husayn müslüman olunca dedi ki:
“Ey Allah’ın rasulü! Şimdi bana vaad ettiğin o iki kelimeyi öğret.”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Şöyle söyle: Allah’ım! Bana rüşdümü (doğruluğu) ilham et. Nefsimin
şerrinden beni sığındır.”[4]
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü cehennemden gören iki gözü, işiten iki kulağı ve
konuşan bir dili olan bir boyun çıkacak, şöyle diyecektir: “Muhakkak ki ben, üç
tür kimse için görevlendirildim: Her inatçı zorba, Allah ile beraber başka bir
ilaha seslenen herkes ve suret yapanlar!”[5]
Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’den: “Oysa onların dua ederek
kendilerine seslendikleri kimseler de Rablerine daha yakın olmak için vesile
ararlar.” (İsra 57) ayeti hakkında şöyle dedi:
“Bu ayet cinlerden bir gruba ibadet eden bir arap topluluğu
hakkında inmiştir. Cinler müslüman oldular, onlara ibadet etmekte olan insanlar
ise bunu fark etmediler. Bunun üzerine:
“Oysa onların dua ederek kendilerine seslendikleri kimseler de
Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar.” (İsra 57) ayeti nazil
oldu.”[6]
Rifa’a el-Cuhenî radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki Allah gecenin yarısı veya üçte ikisi geçinceye
kadar mühlet verir, fecir doğana kadar şöyle buyurur:
“Kullarım benden başkasından istekte bulunmasınlar. Kim benden
isterse ona icabet ederim, kim benden isterse ona veririm, benden bağışlanma
dileyeni bağışlarım.”[7]
Aişe radıyallahu anha’dan:
“Bir ayakkabı bağı olsa dahi, herşeyi Allah’tan isteyin. Zira o
nasip edilmeyecek olsaydı, ihtiyaç olarak çıkarılmazdı.”[8]
Enes b. Mâlik radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz ihtiyacını veya kopan ayakkabı bağı bile olsa,
bütün ihtiyaçlarını rabbinden istesin.”[9]
İbn Abbâs radıyallahu anhuma’dan: “Allah bize yeter ve O ne
güzel vekildir” sözünü İbrahim aleyhi's-selâm ateşe atılırken söyledi.
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem de bunu şöyle dedikleri zaman söyledi:
“(Size düşman olan) insanlar, size karşı bir araya geldiler; bu sebeple
onlardan korkun” demişlerdir de, (bu söz) onların imanını artırmış ve “Allah
bize yeter: O, ne güzel bir vekildir” demişlerdir.” (Al-i İmran 173)”[10]
Esma bt. Umeys radıyallahu anha şöyle demiştir: “Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem bana sıkıntı anında şöyle dememi öğretti:
“Allah, Allah rabbimdir, O’na hiçbir şeyi ortak koşmam.”[11]
İbn Abbâs radıyallahu anhuma’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem
sıkıntı anında şöyle diyerek dua ediyordu:
“Azim ve Halîm olan Allah’tan başka ibadete layık hak ilah
yoktur. Göklerin, yerin ve yüce arşın rabbi olan Allah’tan başka ibadete layık
hak ilah yoktur.”[12][13]
[1] Sahih.
İbn Hibban (3/172) Ahmed (4/267, 271, 276) Ebû Dâvud (1479) Hâkim
(1/667)
[2] Sahih.
Hakim (1/668) Ahmed (2/442) Buhari Edebu’l-Mufred (658) İbn Mace
(3827) Tirmizi (3373) Ebu Ya’la (12/11)
[3] Sahih.
Buhârî (4497, 6683)
[4] Hasen.
Tirmizî (3483) Bezzar (9/53) İbn Huzeyme et-Tevhid (215) Taberani (18/174)
Buhari Halku Ef’ali’l-İbad (134) Ru’yani (85)
[5] Sahih.
Ahmed (2/336) Tirmizî (2574) Beyhakî, Şuabu’l-İman (6317)
[6] Sahih.
Buhârî (4714) Muslim (3030, 30)
[7] Sahih.
İbn Mâce (1367)
[8] Sahih
mevkuf. Ebu Ya’la (8/44) İbn Sunni Amelu’l-Yevm (355) Beyhaki Şuab (2/42)
* Ebu Hureyre radıyallahu anh’den merfu olarak: Beyhakî Şuabu’l-İman
(2/41) Beyhaki: isnadı kuvvetli değildir demiştir.
* İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Deylemi (3378)
[9] Sahih.
Tirmizî (3604) Bezzar (13/294) Ebu Ya’lâ (6/130) İbn Hibban (3/148,
177) Beyhaki Şuab (2/40) Ziyau’l-Makdisi, el-Muhtare (5/9)
[10] Sahih.
Buhârî (4563)
[11] Sahih.
İbn Mâce (3882)
[12] Sahih.
Buhârî (6345, 6346) Muslim (2730)
[13] Bizden
Olmayanlar (844-848) Te’lif: Ebû Muâz Seyfullah el-Çubukâbâdî