Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

14 Kasım 2017 Salı

Selefin, Bid'at, Cedel, Kelam ve Re'y Ehlinden Sakındırmaları

Selefin, Bid'at, Cedel, Kelam ve Re'y Ehlinden Sakındırmaları

Ebu Abdirrahman b. Ebi’z-Zinad rahimehullah (vefatı 174 hicrî) şöyle demiştir:
" ﺃﺩﺭﻛﻨﺎ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﻔﻀﻞ ﻭﺍﻟﻔﻘﻪ ﻣﻦ ﺧﻴﺎﺭ ﺃﻭﻟﻴّﺔ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﻳﻌﻴﺒﻮﻥ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﺠﺪﻝ ﻭﺍﻟﺘﻨﻘﻴـﺐ ﻭﺍﻷﺧﺬ
ﺑﺎﻟﺮﺃﻱ ﺃﺷﺪ ﺍﻟﻌﻴﺐ، ﻭﻳﻨﻬﻮﻧﻨﺎ ﻋﻦ ﻟﻘﺎﺋﻬﻢ، ﻭﻣﺠﺎﻟﺴﺘﻬﻢ، ﻭﺣﺬﺭﻭﻧﺎ ﻣﻘﺎﺭﺑﺘﻬﻢ ﺃﺷﺪ ﺍﻟﺘﺤﺬﻳﺮ،
ﻭﻳﺨﺒﺮﻭﻧﺎ ﺃﻧﻬﻢ ﻋﻠﻰ ﺿـﻼﻝ، ﻭﺗﺤﺮﻳـﻒ ﻟﻜﺘﺎﺏ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺳﻨـﻦ ﺭﺳﻮﻟﻪ – ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﻭ ﺳﻠﻢ - ،
ﻭﻣﺎ ﺗﻮﻓﻲ ﺭﺳﻮﻝ ﺍﻟﻠﻪ – ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﻭ ﺳﻠﻢ - ﺣﺘﻰ ﻛﺮﻩ ﺍﻟﻤﺴﺎﺋﻞ، ﻭﺍﻟﺘﻨﻘﻴﺐ ﻋﻦ ﺍﻷﻣﻮﺭ،
ﻭﺯﺟﺮ ﻋﻦ ﺫﻟﻚ، ﻭﺣﺬﺭﻩ ﺍﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ ﻓﻲ ﻏﻴﺮ ﻣﻮﺿﻊ ﺣﺘﻰ ﻛﺎﻥ ﻣﻦ ﻗﻮﻝ ﺍﻟﻨﺒﻲ – ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﻭ ﺳﻠﻢ - ﻓﻲ ﻛﺮﺍﻫﻴـﺔ ﺫﻟﻚ ﺃﻥ ﻗﺎﻝ : " ﺫﺭﻭﻧﻲ ﻣﺎ ﺗﺮﻛﺘﻜﻢ، ﻓﺈﻧﻤﺎ ﻫﻠﻚ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﻣﻦ ﻗﺒﻠﻜﻢ
ﺑﺴﺆﺍﻟﻬﻢ، ﻭﺍﺧﺘﻼﻓﻬﻢ ﻋﻠﻰ ﺃﻧﺒﻴﺎﺋﻬﻢ ﻓﺈﺫﺍ ﻧﻬﻴﺘﻜﻢ ﻋﻦ ﺷﻲﺀ ﻓﺎﺟﺘﻨﺒﻮﻩ، ﻭﺇﺫﺍ ﺃﻣﺮﺗﻜﻢ ﺑﺸﻲﺀ ﻓﺄﺗﻮﺍ ﻣﻨﻪ ﻣﺎ ﺍﺳﺘﻄﻌﺘﻢ
“Kendilerine yetiştiğimiz, insanların en hayırlılarından olan fazilet ve fıkıh ehli, cedel ehlini, ince eleyip sık dokuyanları ve kişisel görüşlere tutunanları şiddetle ayıplıyorlar, bizi onlarla buluşmaktan ve beraber oturmaktan yasaklıyorlar, onlara yakın olmaktan en şiddetli bir şekilde sakındırıyorlardı. Bize onların sapıklık ehli olduğunu, Allah’ın kitabını ve rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetini tahrif ettiklerini haber veriyorlardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çok soru sormayı ve meselelerin detayını araştırmayı mekruh kılmadıkça ve bundan sakındırmadıkça vefat etmemiştir. Birçok yerde müslümanları bundan sakındırmış ve bunun çirkinliği belirterek şöyle buyurmuştur: “Sizi bıraktığım sürece siz de beni bırakınız. Zira sizden öncekiler çokça soru sormaları ve nebilerine muhalefet etmeleri sebebiyle helak oldular. Sizi bir şeyden yasakladığımda ondan derhal kaçının. Size bir şey emrettiğimde ise onu gücünüz yettiği kadarıyla yerine getirin.” (İbn Batta el-İbane 187)
Abdurrahman b. Amr el-Evzâî rahimehullah (vefatı 157 hicrî) şöyle demiştir:
ﺍﺗﻘﻮﺍ ﺍﻟﻠﻪ ﻣﻌﺸﺮ ﺍﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ، ﻭﺍﻗﺒﻠﻮﺍ ﻧﺼﺢ
ﺍﻟﻨﺎﺻﺤﻴﻦ، ﻭﻋﻈﺔ ﺍﻟﻮﺍﻋﻈﻴﻦ، ﻭﺍﻋﻠﻤﻮﺍ ﺃﻥ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﻌﻠﻢ ﺩﻳﻦ ﻓﺎﻧﻈﺮﻭﺍ ﻣﺎ ﺗﺼﻨﻌﻮﻥ ﻭﻋﻤﻦ ﺗﺄﺧﺬﻭﻥ
ﻭﺑﻤﻦ ﺗﻘﺘﺪﻭﻥ ﻭﻣﻦ ﻋﻠﻰ ﺩﻳﻨﻜﻢ ﺗﺄﻣﻨﻮﻥ؛ ﻓﺈﻥ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﺒﺪﻉ ﻛﻠﻬﻢ ﻣﺒﻄﻠﻮﻥ ﺃﻓّﺎﻛﻮﻥ ﺁﺛﻤﻮﻥ ﻻ
ﻳﺮﻋﻮﻭﻥ ﻭﻻ ﻳﻨﻈﺮﻭﻥ ﻭﻻ ﻳﺘﻘﻮﻥ ﻭﻻ ﻣﻊ ﺫﻟﻚ ﻳﺆﻣﻨﻮﻥ ﻋﻠﻰ ﺗﺤﺮﻳﻒ ﻣﺎ ﺗﺴﻤﻌﻮﻥ ﻭﻳﻘﻮﻟﻮﻥ ﻣﺎﻻ
ﻳﻌﻠﻤﻮﻥ ﻓﻲ ﺳﺮﺩ ﻣﺎ ﻳﻨﻜﺮﻭﻥ ﻭﺗﺴﺪﻳﺪ ﻣﺎ ﻳﻔﺘﺮﻭﻥ، ﻭﺍﻟﻠﻪ ﻣﺤﻴـﻂ ﺑﻤﺎ ﻳﻌﻤﻠﻮﻥ ﻓﻜﻮﻧﻮﺍ ﻟﻬﻢ
ﺣﺬﺭﻳﻦ ﻣﺘﻬﻤﻴﻦ ﺭﺍﻓﻀﻴﻦ ﻣﺠﺎﻧﺒﻴﻦ، ﻓﺈﻥ ﻋﻠﻤﺎﺀﻛﻢ ﺍﻷﻭﻟﻴﻦ ﻭﻣﻦ ﺻﻠﺢ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﺘﺄﺧﺮﻳﻦ ﻛﺬﻟﻚ ﻛﺎﻧﻮﺍ ﻳﻔﻌﻠﻮﻥ ﻭﻳﺄﻣﺮﻭﻥ، ﻭﺍﺣﺬﺭﻭﺍ ﺃﻥ ﺗﻜﻮﻧﻮﺍ ﻋﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻣﻈﺎﻫﺮﻳﻦ، ﻭﻟﺪﻳﻨﻪ ﻫﺎﺩﻣﻴﻦ، ﻭﻟﻌﺮﺍﻩ ﻧﺎﻗﻀﻴﻦ ﻣﻮﻫﻨﻴﻦ ﺑﺘﻮﻗﻴﺮ ﻟﻬﻢ ﺃﻭ ﺗﻌﻈﻴﻢ ﺃﺷﺪ ﻣﻦ ﺃﻥ ﺗﺄﺧﺬﻭﺍ ﻋﻨﻬﻢ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻭﺗﻜﻮﻧﻮﺍ ﺑﻬﻢ ﻣﻘﺘﺪﻳﻦ ﻭﻟﻬﻢ ﻣﺼﺪّﻗﻴﻦ ﻣﻮﺍﺩﻋﻴﻦ ﻣﺆﺍﻟﻔﻴﻦ، ﻣﻌﻴﻨﻴﻦ ﻟﻬﻢ ﺑﻤﺎ ﻳﺼﻨﻌﻮﻥ ﻋﻠﻰ ﺍﺳﺘﻬﻮﺍﺀ ﻣﻦ ﻳﺴﺘﻬﻮﻥ، ﻭﺗﺄﻟﻴﻒ ﻣﻦ ﻳﺘﺄﻟﻔﻮﻥ ﻣﻦ ﺿﻌﻔﺎﺀ ﺍﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ ﻟﺮﺃﻳﻬﻢ ﺍﻟﺬﻱ ﻳﺮﻭﻥ، ﻭﺩﻳﻨﻬﻢ ﺍﻟﺬﻱ ﻳﺪﻳﻨﻮﻥ، ﻭﻛﻔﻰ ﺑﺬﻟﻚ ﻣﺸﺎﺭﻛﺔ ﻟﻬﻢ ﻓﻴﻤﺎ ﻳﻌﻤﻠﻮﻥ
“Allah’tan sakının ve nasihat edenlerin nasihatine, öğüt verenlerin öğüdüne yönelin ey müslümanlar topluluğu! Şunu iyi bilin ki, bu ilim bir dindir. Ne yaptığınıza dikkat edin! Bu dini kimden aldığınıza, dininiz hususunda kimlere güvenerek uyduğunuza bakın! Zira bid’at ehlinin tamamı bâtıl ehlidir, yalancı, iftiracı, günahkâr kimselerdir. Sakınıp gözetmez, haklara riayet etmezler. Onlardan işittiğiniz şeylerde tahrif yapmalarından güvende olunamaz. Neyi inkar ettiklerini bilmeden konuşurlar ve iftiralarını düzgün gösterirler. Muhakkak ki Allah onların yaptıklarını kuşatmıştır. Onlara karşı daima sakınma üzere olun, onları daima itham edin ve onlardan ayrılarak uzak durun. Zira önceki alimleriniz ve sonraki alimlerden salih olanlar aynı şekilde bunu uyguluyor ve bunu emrediyorlardı. Onlara saygı göstererek Allah’a karşı kafa tutan, O’nun dinini yıkan, bu dinin sağlam kulplarını eksilten gevşek kimselerden olmaktan, daha da kötüsü; onlardan din öğrenip, onları tasdik ederek uyan, onlara sevgi besleyen, hevalarına uymada onlara yardım eden kimseler olmaktan sakının! Onlara sevgi gösterenler sebebiyle zayıf müslümanlar onların görüşlerine saparlar, onların dinlerine uyarlar. Bu da yaptıkları amellerde onlara ortak olmak bakımından yeter!” (el-İbane 184)

Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî