Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

1 Ocak 2025 Çarşamba

Mu’tezile Bizden Değildir


Mu’tezile’nin özellikleri ve akidelerinin esaslarından bazısı şunlardır:

 

1- Şöyle derler: “Büyük günah işleyen ne kâfirdir, ne de mümindir. İki menzile arasında bir menzilededir.”

 

2- Şöyle derler: “Allah insanların fiillerini yaratmaz, insanlar kendi fiillerini yaratırlar. Bundan dolayı sevap veya günah kazanırlar. Allah Teâlâ bu yüzden adaletle nitelenir.”

 

3- Allah Teâlâ’nın; ilim, kudret, hayat, işitme, görme gibi ezeli sıfatlarının zatından ayrı olmasını inkar ederler.[1]

 

Abdulaziz er-Rakaşî dedi ki: “Yunus b. Ubeyd’i şöyle derken işittim:

 

“Mu’tezile’nin bu ümmete fitnesi Ezarika’nın fitnesinden şiddetlidir. Zira onlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabının sapmış olduğunu iddia ediyorlar. Ortaya çıkardıkları bid’at sebebiyle onların şahitliği caiz değildir. Şefaati, havzı, kabir azabını inkâr ediyorlar. Onlara Allah lanet etmiş, kulaklarını sağır, gözlerini kör etmiştir. Yöneticinin onları tevbeye çağırması, tevbe etmedikleri takdirde Müslümanların ülkesinden sürgün etmesi gerekir.”[2]

 

Ma’mer b. Raşid şöyle dedi: “İbn Tavus oturuyordu. Mu’tezile’den bir adam geldi ve konuşmaya başladı. İbn Tavus hemen parmaklarını kulaklarına tıkadı ve oğluna şöyle dedi:

 

“Ey oğulcuğum! Parmaklarını kulaklarına tıka ve sıkıca kapa. Onun sözünden hiçbir şey duyma.” Ma’mer dedi ki:

“Yani kalp zayıftır” demek istiyor.[3]

Abbad b. Avvam dedi ki: “Şureyk b. Abdillah elli seneye yakın bizim orada kaldı. Ona dedim ki:

“Ey Ebu Abdillah! Bizim orda Mu’tezile’den bir topluluk şu hadisleri inkâr ediyorlar.” Onlarca hadis zikrettim. Dedi ki:

“Bize gelince, biz şu dinimizi tabiîn’den aldık. Onlar da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sahabelerinden aldılar. Peki, onlar dinlerini kimden almışlar?”[4][5]



[1] Bkz.: Dr. Arif Tamer, Mu’cemu’l-Furuki’l-İslamiyye (s.25)

[2] Ebu Nuaym Hilye (3/21) Taberani Kitabu’s-Sunne (71)

[3] Sahih maktu. Herevi Zemmu’l-Kelam (4/45 no:772) İbn Batta el-İbane (400, 1778) Abdurrazzak (11/125) el-Lalekai İtikad (248) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (102) Ebu Nuaym Hilye (9/218)

[4] Sahih maktu. İbn Batta (156) Darekutni es-Sifat (65) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (509) Makdisi el-Hucce (2/531) Zehebi el-Uluv (393) Beyhaki el-Esma ve’s-Sifat (949)

[5] Bizden Olmayanlar (794-795) Te’lif: Ebû Muâz Seyfullah el-Çubukâbâdî