Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

27 Kasım 2017 Pazartesi

’Mescidu'l-Haram'da Okunan Ezandaki Bidat Hüccet Değildir


Bilindiği üzere Ezan'da teganni yapmak (adaletsiz uzatmalar ve ses dalgalandırmalar) asrımızda yaygınlaşmış olan çirkin bid'atlerdendir.
Nitekim Abdurrazzak Musannef’inde Yahya el-Bekkâ’dan şöyle rivayet etmiştir: “İbn Ömer radıyallahu anhuma’nın birisine şöyle dediğini gördüm: “Muhakkak ki ben sana Allah için buğzediyorum.” Sonra arkadaşlarına dedi ki: “Çünkü bu ezanında teganni ediyor ve bundan dolayı ücret alıyor.”
Bu çirkin bid'at, Ka'be'de ve Mescidu'l-Haram'da dahi şahit olunan bir hale gelmiş, nasları ve selefin uygulamasını gözardı eden kimseler, hevâlara hoş gelen bu bid'ate karşı lâkayd kalmışlar, hatta Mekke ve Medine'de işlenen bu cürmü hüccet getirir olmuşlardır.
Halbuki eski Suud Müftüsü Şeyh Muhammed b. İbrahim rahimehullah'ın bu bid'ate karşı uyarıda bulunduğu, Fetvalarının derlendiği kitapta şöylece yer almış:
Şeyh Muhammed b. İbrahim’den Mescidu’l-Haram Müezzinleri başkanına:
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun. Bundan sonra: Mescidu’l-Haram’ın bütün müezzinlerine müsamahalı, kolay bir ezan okumalarını, sesi dalgalandırıp uzatmaktan kaçınmalarını tebliğ etmeniz gerekir. Çünkü şu an yapmış oldukları bu dalgalandırma ve uzatmalar, ezanın meşru oluşunu engellemektedir. Onların bundan kaçınmaları ve meşru olanı gözetmeleri gerekir. Ezanları zemzemde ezan okuyan müezzinin ezanı gibi olmalıdır. Sizlerin de bunu onlara haber vermeniz ve bunu ihlal edip etmediklerini kontrol etmeniz gerekir. Vesselamu aleykum.
Şeyh Muhammed b. İbrahim, Fetava (2/94 tarih: 21.7.1983)
Tegannîsiz Ezan Nasıl Olur?
Aralarında müezzinlerin de bulunduğu insanların çoğu ezandaki uzatma ve lahinler için Mescidu’l-Haram’daki ezanı mazeret göstermektedir. Bu meselenin daha da aydınlığa kavuşması için Şeyh Abdulaziz er-Racihî’nin sözünü de aktaralım:
“… Hatta Kur’an kıraatinde dahi bazı kurrâlar – bundan Allah’a sığınırız – teganni yapıyorlar. Teganni yapanlardan birinden “Kul huvallahu ehad” diye okurken teganni yaptığını işittim. Bundan Allah’a sığınırız. Allah’tan selamet ve afiyet dileriz. Ya da hadiste teganni yapar! Hatta ezanda ve Kur’ân kıraatinde de teganni yaparlar. Onu sıradan bir okuyuşla, sesi dalgalandırmadan okumak gerekir. Bu yüzden Sahihu’l-Buhari’de Ömer b. Abdulaziz’in müezzinine şöyle dediği sabit olmuştur: “Ya kolay bir ezan oku ya da seni görevden alırız.” Bazı insanlar ezan okuduğunda sesi dalgalandırıyor. Bu lahindir. Allah dedikten sonra ses bitince tekrar Allah derken diğer bir ses getiriyor, aaaa diye uzatıyor. Bu nedir? Bu sesi dalgalandırmadır. (Allâhu ekberullaaaahu ekber şeklinde okuyanlar gibi) Kolayca ezan okur: Allâhu ekber. Allâhu ekber. Allâhu ekber. Allâhu ekber. Şeklinde oku. Uzat, fakat sesi dalgalandırma. Bir ses biter bitmez arkasından diğer bir sesi getirmek telhindir.
Alimler telhin ile ezan okumanın ve telhin ile kıraatin çirkin olduğunu söylemişlerdir. Yine bazı müezzinlerin ezan kelimelerini uzatmada eşit davranmadıklarını görürsün. Tekbirleri birbirine münasip yapmaz. İlk tekbiri kısa, ikincisini uzun okur. İlk tekbirde “Allâhu ekber” der, sonra ikincisini ilkine yükleyerek ve daha fazla uzatarak “Allaaaahu ekber” der. Tekbirler eşit uzatılmalıdır. İlk tekbir ile ikincisi arasında denge olmalıdır. Şehadette: Eşhedu en la ilahe illallah derken, ikincisi uzatmada birincisine eşit olmalıdır. Böyle yapılırsa telhin olmaz. Bazı müezzinler şarkıcıların okudukları ezanı beğeniyor, sonra da onları taklid etmeye kalkıyorlar. Sonra, yine her tekbir kendisi sınırında olmalı, Allahu ekber deyince durulmalı, her tekbir arasında nefes alınmalıdır…”

Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî