Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

18 Aralık 2017 Pazartesi

Şirk ve Bid’at Ehline Sert Davranmak ve Onları Öfkelendirmek Sünnettir



Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: “ Muhammed Allah'ın Rasûlüdür. Onun beraberinde bulunanlar, kâfirlere karşı sert, kendi aralarında da merhametlidirler. Onları, rükû ve secde ederek Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Onların alâmetleri, yüzlerindeki secde eseridir. Bu, onlann Tevrat'ta anlatılan vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları ise, filizini vermiş bir ekin gibidir ki, onu kuvvetlendirmiş, o da ekicilerin hoşuna gidecek şekilde kalınlaşmış ve gövdesi üzerine dikilmiştir. Mü'minlerin böyle olması da, kâfirleri onlara karşı öfkelendirmek içindir. Allah, onlardan îman edip sâlih amel işleyenlere mağfiret ve büyük bir mükâfat va'detmiştir ” (Fetih 29)

İbn Abbâs radıyallahu anhuma'dan:

ﺃَﻥَّ ﺭَﺳُﻮﻝَ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺻَﻠَّﻰ ﺍﻟﻠﻪُ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﻭَﺳَﻠَّﻢَ ‏« ﺃَﻫْﺪَﻯ ﻋَﺎﻡَ ﺍﻟْﺤُﺪَﻳْﺒِﻴَﺔِ ﻓِﻲ ﻫَﺪَﺍﻳَﺎ ﺭَﺳُﻮﻝِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺻَﻠَّﻰ ﺍﻟﻠﻪُ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﻭَﺳَﻠَّﻢَ ﺟَﻤَﻠًﺎ ﻛَﺎﻥَ ﻟِﺄَﺑِﻲ ﺟَﻬْﻞٍ، ﻓِﻲ ﺭَﺃْﺳِﻪِ ﺑُﺮَﺓُ ﻓِﻀَّﺔٍ ﻳَﻐِﻴﻆُ ﺑِﺬَﻟِﻚَ ﺍﻟْﻤُﺸْﺮِﻛِﻴﻦَ

“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hudeybiye yılında, hac kurbanları arasında bir de, Ebû Cehil'e ait olan ve başında gümüşten bir halka bulunan kurbanlık bir deve gönderdi. Müşrikleri bununla öfkelendiriyordu.”

Ebû Dâvud (1749) Ahmed (1/261) İbn Huzeyme (2898) Hakim (1/639) Beyhaki (5/185) Taberani (11/92) Şeyh el-Elbani ve Şeyh Muqbil: “Hasen” demişlerdir.

Hadiste söz konusu edilen Ebû Cehil'e ait deve Bedir savaşında ganimet olarak müslümanların eline geçmiş ve ganimetlerin taksimi neticesinde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in payına düşmüştü. Müşriklerin bu deveyi görünce kızmalarının sebebi kendilerine Bedir savaşındaki yenilgilerini hatırlatmasıdır.


Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî