Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

9 Aralık 2017 Cumartesi

Çağrı-Der (İzmir) ve Benzerleri Bid'at Ehlidir! Neden?

Çağrı-Der gibi derneklerde faaliyet gösterenlerin ve bu derneğin seminerlerinde sohbet yapanların söylem ve şekil olarak biraz Selefî'lere benzemesi sebebiyle tevhid hakkında, özellikle ittiba tevhidi hakkında bilgisiz olan ve hissî davranan bazı arkadaşlar onların selefî olduğu veya tevhid ehli olduğu(1) gibi bir zanna kapılmaktadırlar. Lakin zan haktan bir şey ifade etmez.

* Çağrı-Der'in semirnerlerindeki hatiplerden bir tanesi bile sünnet ehli değildir. Fâsık ve bid'atçi kimselerdir. Salih Selefin menheci üzerinde değillerdir. Bid'at olan yollarla davette bulunmakta "Yolların en doğrusu Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in yoludur" dedikleri zaman inanmadıkları bir sözü söylemektedirler.

* Allah'ın haram kıldığı video, suret(2), kadın-erkek ihtilatı (3), müzik (4) gibi büyük günahları helal saymaktadırlar.(5) Kliplerine müzik koymakta ve suretler yayınlamaktadırlar.

* Sigaranın haram olduğunu söyleyerek Allah'a ve rasulüne iftira etmektedirler.(6)

* Kıyası delil olarak görmekte, teşri yetkisinde nefislerini veya kıyas erbabını ortak koşmaktadırlar.(7)

* Ebu Basir Tartusi (8), Muhammed Fatih Ergün gibi Haricî'leri dahi davet etmektedirler.

* Sakallarını kısaltan bid'at ehlini reddetmemektedirler

* Dernekler bid'atine bulaşmışlardır.(9)

* Dostlukları ve düşmanlıkları kitap ve sünnet ölçüsüne göre değildir.(10)

* Oy kullanma fitnesine karşı çıkmamaktadırlar.(11)

* Suriye'deki fitneye cihad demektedirler.(12) el-Kaide ve en-Nusra gibi haricî akidesine mensup kimseleri, Mısırdaki Sulfatî particileri ve İhvanu Muslimin'i bid'at ehli olarak görmemektedirler.

* Yapılan seminerler sünnete uygun değildir. Bilakis Avrupalı kafir kitap ehlinin metoduna uygundur.(13)

Bu dernek ve benzerleri şüphesiz cehenneme davet eden bid'at ehlinin derneklerindendir. Maddi veya manevi destek vermek, kalabalıklarını artırmak caiz değildir. (14)

Bilakis tevbe etmelerini ve derhal hakka dönmelerini kolaylaştırmak için tutmuş oldukları bu bozuk yolda yalnız bırakılmaları gerekir.

----------------------------------------------------------
(1) Burada tekfir söz konusu değildir. Ehl-i Sünnet, 72 bid'at fırkasını tekfir etmez, bununla beraber bu fırkaları tevhid ehli olarak da nitelemez. zira ittiba tevhidine muhalefet ettikleri için bid'at ehli olmuşlardır. Rafıziler ve Cehmiler ile Kaderilerden Allah'ın ilim sıfatını inkar edenler ise ister alim olsun, ister avam olsun tekfir edilirler ve bunlar 72 fırkanın dışındadırlar.
(2) Video ve suretler konusunda dinde şahitlikleri geçersiz olan bu fasık hocaların delil getirdikleri iddia edilmektedir. Delil yalnızca Allah'tan indirilendir. Bu sahtekar hevaperestlerin aklî süprüntüleri delil değildir. Bilakis İmam Şa'bi'nin dediği gibi onların kitap ve sünnet nasları dışında söyledikleri şeylerin üzerine işemek gerekirken, bu saçmalıkları delil diye nitelemek de sapıklıktır. Deliller, her türlü suretin ve bunları yapanların cehennemde olacağını göstermektedir. Bu sitede "Alimlerin ve Davetçilerin Video Kayıt Fitnesi" adlı yazıya bakınız. Sapıklık bugün çok daha ileri geçmiş, "Dine davet ettikleri" iddiasıyla, video ve suretlerin davetin zarureti olduğunu iddia etmektedirler. Yani mesele dinde bid'at çıkarmaya ve " Yoksa onların Allah'ın dinde meşru kılmadığı şeye izin veren ortakları mı var?" (Şura 21) ayetinin tehditine girmiştir. Allah'a yemin olsun bunlar sadece oyun ve oyalanma içindedirler. Ne din ile ne davet ile alakaları vardır. Dinin sahibi böyle bir davet istemiyor! Bunlara ne oluyor? En güzel örnek Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, şirk ve cahiliyye pislikleri içinde bulunan toplumlara davet için suretleri kullanmadı! Video sebebiyle güya birçok kimse müslüman oluyormuş! Yalan! Müslümanların dininde suretlerin her türlüsü haramdır! Onlar İslam'ın hakikisi dururken tahrif edilmiş, haramların ve bidatlerin helal sayıldığı sanal bir İslam'a girmiş olurlar.
(3) Çağrı-Der mensuplarından bazıları kadın-erkek ihtilatını caiz görmediklerini, lakin hoca postuna bürünmüş bazı şeytanların bunu caiz gördüklerini ve delil getirdiklerini söylemişlerdir. " Size bir fasık haber getirdiği zaman araştırın !"
(4) Çağrı-der yönetimi yayınlanan bu müzikli klibin bilgileri dışında konulduğunu, müziği helal görmediklerini, bunu kaldıracaklarını tarafıma açıklamıştır. video kayıtları hakkında da aynı duyarlılığı göstermelerini umuyoruz. Yine bir kız çocuğunun videosuyla "seherde açılan güller hürmetine" sözü gibi batıl sözler içeren videoyu da özellikle kaldırmalıdırlar.
(5) Bunları helal saymayıp bunlarla günahkar olduğunu itiraf edenlerin bundan tevbe etmeleri ve sapmış topluluktan teberrî etmeleri gerekir.
(6) Haram ancak Allah ve rasulünün haram kıldığıdır. sigaranın bizatihi haram olduğuna bir delil yoktur. "Zarar vermek de, zarara uğratmak da yoktur" hadisine gelince, sigaranın herhangi bir zararı somut olarak ispatlanamamış olmakla birlikte, her zarar veren şey dinde haram kılınmamıştır. Mesela Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem inek etinin zararlı olduğunu söylemesine rağmen haram kılmamıştır. İslam'da sigaradan sakındırmak diye bir davet yoktur. Böyle bir davet yapan bid'at çıkarmış olur.
(7) Kıyas hakkında bu sitede müteaddid yazılar yayınlamış bulunuyorum.
(8) Tartusi, her ne kadar tekfirde mutlak ile muayyeni ayırdığını, cehaletin mazeretliğini kabul etse de, günümüzdeki bütün yöneticilerin tekfir edilmesi gerektiğini, oy kullanmanın küfür olduğunu savunmaktadır. el-Kaide gibi harici metod benimseyenlerle birlikte hareket etmekte, Suriye'deki ayaklanmayı desteklemektedir.
(9) Derneklerin bidat olma yönü, mescidlere alternatif olarak ilim meclislerine tahsis edilmesidir. Bilakis sünnette gelen metoda sarılmalı, mescidler kurmalı, ilim halkaları mescidlerde yapılmalıdır. sufilerin dergahları veya alevilerin cem evleri ile bu dernekler hüküm olarak farklı değildir. hepsi de bid'attir!
(10) Şayet bu dostluklar Kur'ân ve sünnet ölçüsüne göre olsaydı, bid'atler ve açık haramlara rağmen dostluk sürdürülmezdi. Bid'at ve sapıklık ehli reddedilir, Allah'ın ve rasulünün düşmanı şeytana ve ona uyanlara teberri ikame edilirdi.
(11) Oy kullanmak demokrasi dininin bir vacibidir. Bunu İslam'ın vacibi gibi lanse eden saptırıcılar hatip olarak konuşturulmaktadır. Günümüzdeki seçimlerde oy kullanmak fiilde kafirlere benzemektir. Allah itikadda benzemekten muhafaza etsin! Bazıları çarpık tevillerle oy kullanmayı savunmuşlar, lakin delil getirememişlerdir. Kalp ile desteklenince bundan sonra el ile desteklemekte de sakınca olmayacağı gibi yorumlar yapmışlardır. Bu mesele bir futbol maçında takım tutmaya benzer. Tuttuğunuz takımın yenmesini isterseniz bununla günaha girmezsiniz. lakin fiili destek vermek için maça gitseniz, bilet alsanız, slogan atsanız vs. vs. bütün bunlarla günaha girmiş olursunuz. Oy kullanma meselesi de böyledir. Oy kullanmanın küfür olduğunu iddia etmek ise işin diğer bir haddi aşma boyutudur ki açıklamanın yeri burası değildir.
(12) Cihad şer'î bir terimdir ve bu kavram'ın şeriat'ın sahibi tarafından doldurulması gerekir. Beşşar Esad her ne kadar bize göre kafir olsa dahi, kendini İslam'a nispet etmektedir ve ona huccet ikame edip cezasını uygulayacak güce ulaşıncaya kadar o bir münafık konumundadır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Muhammed arkadaşlarını öldürüyor" dedirtmemek için münafıkların öldürülmesine karşı çıkıyordu. Lakin şimdikiler münafık liderlere savaş açarak "Müslümanlar birbirlerini öldürüyor" dedirtmektedirler. Bugün Suriyede olan felaketlerde en az Beşşar kadar Adnan Ar'ur gibi ayaklanma davetçileri de sorumludur.
(13) Bir kürsüden, sandalye üzerinde, mescidden başka özel mekanlarda toplanmış topluluklara hitap usulü salih selefin menhecinde göremediğimiz bir tablodur. Bu tablo hristiyanların ve avrupalıların kilise ve başka yerlerindeki tavırlarını taklittir.
(14) İbn Mesud radıyallahu anden gelen rivayette Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem "Kim bir toplululuğun karaltısını (kalabalığını) artırırsa onlardandır" buyurmuştur. Hadis sahihtir. tahricini baskıya hazırlanmakta olan Bizden Olmayanlar kitabımda genişçe yapmış bulunuyorum.

Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî