Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

8 Ekim 2020 Perşembe

1- “Salgın veya Bulaşıcı Hastalıklar” Tabiriyle Kastedilen Nedir?

 

    Hastalığın kendisi bulaşıcı değildir. Hastalıklar ancak ve ancak Allah’ın takdir etmesiyle meydana gelir. “Bulaşıcı hastalıklar” tabiri, hastalığın kendisiyle alakalı değil, uğursuzluk inancıyla alakalıdır. Kişi, vebanın ortaya çıktığı bir yere girer de Allah kendisinin de hastalanmasını takdir ederse, bu kişi hastalığın bulaştığına inanmaya başlar. Yahut vebalı olan bölgeyi terk etmesi sayesinde hastalıktan kurtulduğuna inanır. İşte bulaşıcı olan bu bâtıl inançtır.

Kays b. Muslim rahimehullah’tan: Tarık b. Şihab radiyallahu anh dedi ki:

كُنَّا نَتَحَدَّثُ إِلَى أَبِي مُوسَى الَْْشْعَرِ ي قَالَ فَقَالَ لَنَا

ذَاتَ يَوْمٍ لََ عَلَيْكُم أَن تجفوا فَإِن هَذَا الوجع قَدْ وَقَعَ فِي

أهلنا فَمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَتَ نزَّهَ فَلْيَتَنَزَّهْ وَاحْذَرُوا أَن يَقُول

رجل خَرَجَ رجل فَعُوفِيَ! وَجَلَسَ رجل فَأُصِيبَ لَوْ كُنْتُ

جَلَسْتُ كَمَا جَلَسَ آل فلَن أُصِبْتُ كَمَا أُصِيبَ آلُ فُلَنٍ

وَأَن يَقُول إِن جَلَسَ فأصيب لَوْ كُنْتُ خَرَجْ ت كَمَا خرج آل

فلَن عوفيت كَمَا عوفي آلُ فُلَنٍ فَإِنِ ي سَأُحَ دثُكُمْ فِي

الطَّاعُونِ إِن عُمَرَ كَتَبَ إِلَى أبي عُبَيْدَة فِي الطَّاعُون الَّذِي

وَقع بِالشَّام أَنه عرضت لي حَاجَة لََ غنى بِي عَنْك فِيهَا فَإِذا

أَتَاك كتابي فَإِنِ ي أعزم عَلَيْك إِن أَتَاك لَيْ ا ل أَلَ تصبح حَتَّى

ترد وَإِن أَتَاك نَهَارا أَلَ تمسي حَتَّى ترد إِلَ ي فَلَمَّا قَرَأَ أَبُو

عُبَيْدَة الْكتاب قَالَ قد عرفت حَاجَة أَمِير الْمُؤمنِينَ أَرَادَ أَنْ

يُسْتَبْقَى من لَيْسَ بِبَاقٍ ثمَّ كتب إِنِ ي قد عرفت حَاجَتك الَّتِي

عرضت لَك فَحَ للْنِي مِنْ عَزْمَتِكَ يا أَمِير الْمُؤمنِينَ فَإِنِ ي فِي

جُنْد الْمُسْلِمِينَ وَلنْ أَرْغَبَ بنفسي عَنْهُم قَالَ فَلَمَّا قَرَأَ عمر

الْكتاب بَكَى قَالَ فَقيل لَهُ تو في أَبُو عُبَيْدَة؟ قَالَ لََ وَكَانَ قد

قَالَ فَكتب إِلَيْهِ عمر إِن الُْْرْدُن أَرض عمقة وَإِن الْجَابِيَة

أَرْضُ نُزْهَةٍ فاظهر بِالْمُسْلِمين إِلَى الْجَابِيَة قَالَ فَلَمَّا قَرَأَ أَبُو

عُبَيْدَة الْكتاب قَالَ هَذَا نسْمع فِيهِ أَمِير الْمُؤمنِينَ ونطيعه قَالَ

فَأمرنِي أَن أركب فأبوئ النَّاس مَنَازِلهمْ قَالَ فَقلت إِنِ ي لََ

أَسْتَطِيعُ قَالَ فَقَالَ لي لَعَ لَّ الْمَرْأَة طعنت؟ قَالَ قلت أجل قَالَ

فَذَهَبَ لِيَرْكَبَ فَوجدَ وخزة فَطُعِنَ وَتُو في أَبُو عُبَيْدَة

وَانْكَشَفَ الطَّاعُونُ

    “Bizler Ebu Musa radiyallahu anh’ın yanına gider konuşurduk. Bir gün bize şunları söyledi:

    “Benden kaçınmanız gerekmez. Şu taun (veba) hastalığı benim aileme de düştü. Bu sebeple aranızdan uzak durmak isteyen uzak dursun. Fakat iki şeyden de sakının: Bir kimsenin:

    “Birisi çıktı ve kurtuldu, diğeri oturdu ve hastalığa yakalandı. Ben de çıkıp gitmiş olsaydım filanın ailesi kurtulduğu gibi ben de kurtulurdum” demesinden veyahut bir diğerinin: “Eğer oturmuş olsaydım filanın ailesi hastalığa yakalandığı gibi ben de yakalanacaktım” demesinden de sakının. Şimdi ben sizlere taun meselesini anlatayım:

    “Şam’da taun hastalığı çıktı. Ömer radiyallahu anh ona:

    “Sana bu mektubum gelir gelmez kesin olarak sana şunu söylüyorum: Eğer mektubum sana sabah ulaşmışsa bineğine binmeden akşamı etme. Eğer akşam vakti sana varırsa yanıma gelmek üzere bineğine binmeden sabahı etme. Çünkü sana sen olmadan göremeyeceğim bir ihtiyacım var” diye bir mektup yazdı.

    Ebu Ubeyde radiyallahu anh mektubu okuyunca:

    “Müminlerin emiri hayatta kalamayacak olanı hayatta tutmak istedi” dedi. Sonra Ebu Ubeyde radiyallahu anh ona şu mektubu yazdı:

    “Ben müslümanlardan oluşan askerler arasındayım. Ben kendimi onlara tercih ederek yola çıkamam. Müminlerin emirinin bana ne ihtiyacının olduğunu biliyorum.” Mektup kendisine ulaşınca Ömer radiyallahu anh ağladı. Ona:

    “Yoksa Ebu Ubeyde vefat mı etti?” denildi. O: “Hayır” dedi.

    Ömer radiyallahu anh ona şu mektubu yazdı:

    “Ürdün derin bir yerdir. Cabiye ise nezih bir yerdir. Bu sebeple sen de müslümanları al ve Cabiye’ye git.” Ebu Ubeyde radiyallahu anh mektubu okuyunca: “Müminlerin emirini işittik ve itaat ettik” dedi. Sonra bana:

    “Haydi, git, müslümanlara kalacakları yerleri hazırla” dedi.

    Ben: “Bunu yapamam” dedim. Ebu Ubeyde radiyallahu anh:

    “Galiba hanımın taun oldu?” dedi. Ben de: “Evet” dedim.

    Ebu Ubeyde radiyallahu anh bineğine binmek üzere gitti. Onu bir şey yakalar gibi oldu ve hemen isabet alıp öldü. Sonra da taun

hastalığı kalktı.”43

    Şehr b. Havşeb rahimehullah’tan: “Abdurrahman b. Ganm radiyallahu anh dedi ki:

وَقَعَ الطَّاعُونُ بِالشَّامِ فَخَطَبَنَا عَمْرُو بْنُ الْعَاصِ فَقَالَ

إِنَّ هَذَا الطَّاعُونَ رِجْ س فَفِرُّوا مِنْهُ فِي الَْْوْدِيَةِ وَال شعَابِ فَبَلَغَ

ذَلِكَ شُرَحْبِيلَ ابْنَ حَسَنَةَ فَقَالَ كَذَبَ عَمْ رو صَحِبْتُ رَسُولَ

اللَِّ صَلَّى اللَّ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعَمْ رو أَضَلُّ مِنْ حِمَارِ أَهْلِهِ وَلَكِنَّهُ

رَحْمَةُ رَبِ كُمْ وَدَعْوَةُ نَبِ يكُمْ وَوَ فَاةُ الصَّالِحِينَ قَبْلَكُمْ

    “Şam’da taun meydana geldi. Amr b. el-As radiyallahu anh bize hutbe vererek şöyle dedi:

    “Muhakkak ki bu taun bir pisliktir. Ondan vadilere ve yaylalara kaçın.” Bu sözler Şurahbil b. Hasene radiyallahu anh’e ulaşınca dedi ki:

    “Amr yanıldı! Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile sahabelik ettim. Amr, ailesinin eşeğinden daha sapıktır. Lakin bu hastalık rabbinizden bir rahmet, nebiniz sallallahu aleyhi ve sellem’in bir duası ve sizden önceki salihlerin ölüm sebebidir.”44

* Şurahbil b. Şuf’a rahimehullah’ın rivayetinde şu şekildedir:

إِنَّ الطَّاعُونَ وَقَعَ بِالشَّامِ فَقَالَ عَمْ رو تَفَرَّقُوا عَنْهُ فَإِنَّهُ

رِجْ ز فَبَلَغَ ذَلِكَ شُرَحْبِيلَ ابْنَ حَسَنَةَ فَقَالَ قَدْ صَحِبْتُ رَسُولَ

اللَِّ صَلَّى اللََّّ عَلَيْهِ وَسَلَّ مَ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ إِنَّهَا رَحْمَةُ رَبِ كُمْ

وَدَعْوَةُ نَبِ يكُمْ وَمَوْتُ الصَّالِحِينَ قَبْلَكُمْ فَاجْتَمِعُوا لَهُ وَلََ

تَفَرَّقُوا عَلَيْهِ فَقَالَ عَمْ رو رَضِيَ اللَّ عَنْهُ صَدَقَ

    “Taun Şamda ortaya çıkınca Amr radiyallahu anh: “Bunun bulunduğu yerden etrafa dağılın. Çünkü o bir azaptır” dedi.

    Amr’ın bu söyledikleri Şurahbil b. Hasene radiyallahu anh’e ulaşınca o şöyle dedi:

    “Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sohbetinde bulundum. O’nun şöyle buyurduğunu işittim:

    “Bu rabbinizin bir rahmeti, nebinizin bir duası ve sizden önceki salihlerin ölüm sebebidir.” Bu sebeple onun için toplanın, onun bulunduğu yerden etrafa dağılmayın.” Bunun üzerine Amr radiyallahu anh: “Doğru söyledi” dedi.”45


43 Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Taberî Tehzibu’l- Asar (mefkud cüz no:13) Tahavî Şerhu Meâni'l-Âsâr (4/305) Hâkim (3/295) İbn Asakir Tarih (24/422)

44 Muslim'in şartına göre sahih. Taberânî (7/305) Hâkim (3/311) Ahmed (4/195) Ma’mer b. Raşid el-Cami (772) Begavi Mu’cem (1690) Ebu Nuaym Marife (3714) İbn Asakir Tarih (22/475)

45 Sahih. Tahavî Şerhu Meâni'l-Âsâr (4/306) İbn Hibbân (7/215) Ahmed (4/196) Beyhakî (6/384) el-Elbani Ta’likatu’l-Hisan (2940)


Şeyh Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî