Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Öne çıkan

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

Bid’atçiler Tevhid Ehli Olabilir mi?

9 Kasım 2025 Pazar

Şeytanın Sıfatları

İnsanın zayıf hileli baş düşmanı ŞEYTAN

Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Salâtü Selâm Resûlullah'a, A'line, Ashabına ve de Kıyamete kadar O'nun yolunu takip edenlerin üzerine olsun.

Şeytanın insanla olan öyküsü insanın, Allah tarafından halife tayin edilmesiyle başlar ve kıyamete kadar devam edecek bir süreci kapsar. Bu Adem aleyhisselam'la başlayan O'ndan sonra da, züriyeti tarafından devam edegelen sürekli bir düşmanlıktır. Allahu Teâla biz insanları ve de Resûlü'nü şeytan ve hilelerinden sakınmak hususunda uyarmaktadır,"Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size kötülükleri (fahiş işleri) emreder. Allah ise size katından bir mağfiret ve lütuf vadeder. Allah her şeyi ihâta eden ve her şeyi bilendir" Bakara, 268

"Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın adamlarına uymayın. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır" Bakara, 208

"Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, "inkar et" demiş; insan inkar edince de "ben senden uzağım, çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" demişti" Haşr, 16

Yazımızda şeytanın hilelerini bilerek bunlardan sakınma, ona karşı korunma yollarını öğrenme ve ona nasıl galip gelineceği hususunda bazı noktalara yer vermeye çalışacağız inşâ'allah. Elbette bu ve diğer yazılarımızda olduğu gibi vazgeçilmez kaynaklarımız Kur'ân ve de Resûlullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem sünnetinden istifade edeceğiz. Başarı Allah'tandır. O'ndan duâmız, bu amelimizi herkes için bir öğüt kılmasıdır.Allah bizleri, haklarında, "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız ve Allaha iman edersiniz" A'li İmrân, 110, ayetinin nâzil olduğu Selef-İ Salihin gibi, hayırlı bir ümmet kılsın ve bizleri onların yolundan ayırmasın (Amin).

Şeytan savaşan bir düşmandır:

Nefis Tezkiyesi

 

بســـــم الله الرحمن الرحيم

Şüphesiz hamd yalnız Allah'adır. O'na hamd eder, O'ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidâyet verdiğini kimse saptıramaz. O'nun saptırdığını da kimse doğru yola iletemez.

Şahadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O, bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur. Yine şahadet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve Rasûludur.

"Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekirse öyle korkun ve siz ancak Müslümanlar olarak ölünüz." (Al-i İmran; 3/103)

"Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini var eden, her ikisinden birçok erkek ve kadınlar türeten Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık bağlarını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyicidir." (en-Nisâ; 4/1),

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin. O da amellerinizi lehinize olmak üzere düzeltsin, günahlarınızı da mağfiret etsin. Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur." (el-Ahzâb; 33/70-71)

Bundan sonra,

Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah’ın Kelam’ı, yolların en hayırlısı Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem’in yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlarıdır. Her sonradan çıkarılan şey bid’attir ve her bid’at sapıklıktır. Her sapıklık ta ateştedir

Ahmed, Ebu Ya’la, Bezzar ve Taberani Ömer radıyallahu anh’den rivayet ediyor:

“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’le beraber oturuyorduk.

“İman yönünden, ehli imanın, en üstününün kim olduğunu bana haber veriniz?” dedi. Sahabîler

“Ey Allah’ın Rasûlü, Meleklerdir!” dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Melekler öyledir ve öyle olmaları da gerekir. Onların öyle olmasına ne mani olabilir ki. Allah onlara bulundukları mertebeyi vermiştir. Ben onları sormuyorum” dedi. Sahabîler

“O halde Allah’ın peygamberlikle şereflendirdiği peygamberlerdir” dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Peygamberler böyledir ve böyle olmaları da haklarıdır. Allah onlara bulundukları mertebeyi vermişken onların böyle olmasına ne mani olabilir?” dedi. Sahabîler

“Ey Allah’ın Rasûlü! Şehidlerdir. Peygamberlerle beraber olup şehid düşenlerdir” dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Onlar da şereflidir ve şerefli olmaları haklarıdır. Allah onları şahadet mertebesiyle şereflendirdikten sonra onların böyle olmasına ne mani olabilir? Ben onları sormuyorum” dedi. Sahabîler:

“Ey Allah’ın Rasûlü! Onlar kimdir?” deyince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Bazı kavimlerdir ki, hâlâ atalarının bellerinde olup benden sonra gelecekler, beni görmedikleri halde bana iman edecekler, beni tasdik edeceklerdir, duvarlarda asılı duran Mushaf’ı görerek içindeki hükümlere uyarlar. İşte imanı en üstün olanlar bunlardır” buyurdu.[1]